8 Ağustos 2010 Pazar

...Ses...

SES

kulaktan kulağa
simsiyah bir halıyla kaplattığım
yüzümde,
nerden çıktığı belli olmayan
bir ses dinleniyor
ısıtan ortalığı
serin bir bahar sabahı

göz kırpımı kadar bir zamanda
yaklaşıyor seslerimiz birbirine
bir kırpıyoruz gözümüzü
gözümüzü bir daha açmıyoruz

yere bırakılmış
kalplerin üstünde
dansediyoruz
yere bırakılmış
ve unutulmuş
kalplerin...

sana dağlarımı anlatıyorum
günlerce, gecelerce
içimdeki yanan ateşleri
ateşlerin dağlardaki kırık yankılarını,
ateş böceklerini,
bana ihanet eden ben'leri,
çeteleri, katilleri, hırsızları,
gözlerimle...

bir büyü yerleşiyor
parmak izlerimize
gizlice

soru işaretlerinden bıkkın gözlerim
sükûnetin o sakin limanını
arıyor gözlerinde

sükûnetin o sakin limanını

soru işaretleri
birbir çalıyorlar
aramızdaki büyüyü
korkuyorum!
ellerimi bir çift yumruk halinde
koltuk altlarıma saklıyorum!

soru işaretleriyle
birer mil çekiyorsun yavaş yavaş gözlerime
kör oluyorum!
bir karanlık odada
seni
el yordamıyla
seviyorum.

Reha Yunluel

Hiç yorum yok: