8 Mart 2010 Pazartesi

Can Dündar'ın kalemiyle erkeğin istediği kadın...

Kadının hası yumuşak başlı olmaz, ama ağırbaşlı ve sıcak olur.
Ağırbaşlılıktan kastım, sıkıcılık değil elbet.
Şımarıklığın da hakkını verir.
Ağırbaşlı tebessümleri olur bir de.
Kadın yüzü dediğin mahkeme duvarına benzemeyecek.
Bu tebessümler sevgidir.
Yumuşacık bir sevgi olur kadın yüreğinde....
Kim olursa olsun, ne yaşamış olursa olsun.
Erkeğini dizine yatırıp saçlarını okşamayı bilir gerçek bir kadın.
Kadının hası nerede, nasıl davranacağını bilir…
İnsanların içinde kapris yapmaz, hır çıkarmaz; ama gerçek birOsmanlı kadını gibi,adabıyla, raconuyla istediğini alır.
Dırdır etmez.
Çok konuşup, baskı yapıp erkeği bezdirmez.
Yüz göz olmaz kadının hası.
Bazen öyle bir bakar ki, hele bir de bazen öyle bir susar ki,bin tümceye bedeldir bu bakmalarla susmalar.
Bu kadın üzülmeyi de bilir, ağlamayı da,kızmayı da.
Ama üzmemek lazım, ayrıca kızdırmaya da gelmez.
Gerçek bir kadın ezik durmaz. Kambur yürümez, dimdik durur.
Kendine saygısı, güveni vardır.
Erkeğine can yoldaşı olur,destek olur, onu dinlemeyi bilir.
Bazen utangaç olur, bazen ürkek.
Soğuktan ya da yalnızlıktan korkabilir kadın.
Aptal olmaz gerçek bir kadın.
Bön bön bakmaz adamların suratına.
Hülyalı bakışları da olsa, zihni uyanık olur.
Hüznü, gökten deli deli yağan yağmur gibi olur, saçlarından akar.
Neşesi ise öyle renkli, öyle dağınık; saçları savrulur.
Kahkahaları vardır bu kadının, çın çın eder odaların duvarlarında.
Sesi güzel olur kadının, biraz buğulu...
Arada bir pencereye yaslar başını,sokağa dalıp gider, bir şarkı söyler.
Olgunluğuyla şaşırtır erkeği.
Bazen de öyle çocuk olur, öyle sağlam saçmalar ki,yine, yine şaşırtır onu.
Sıkmaz kadın,bunaltmaz, yaşa yaşa bitmez.
Huzur verir varlığıyla.
İçmesini de bilir kadının hası.
Bazı akşamlar anason kokulu tüter sofrasının sıcağı.
İçli bir türkü dinler bazen, üşür, sırtına hırkasını alır.
Konuşurken insanın yüzüne bakar kadın.
Kibirli olmaz. Kültürsüz olmaz.
Bomboş olmaz kafası.
Dünyanın, ülkenin olaylarını bilir,anlar,söyleyecek sözü vardır.
Kişiliklidir. Beceriklidir.
Tırnağı kırılınca üzülür, üzülür işte,profesör de olsa, sultan da olsa,boksör de olsa üzülür.
Gerçek bir kadın hiçbir zaman reklam panolarındaki kızlara benzemez.
Etini teşhir etmez.
Fosforlu bir taş gibiliği yoktur onun, loş bir cazibesi vardır.
Albenisi metrelerce öteden çarpar adamı.
Ne kadar örtüneceğini, ne kadar açılacağını, yerine ve zamanına görebilir.
Gerçek bir kadın Paris podyumlarında yürüyen,17. yüzyılın vebalı kadınları gibi mankenlere benzemez.
Uzun saçları vardır kadının.Yumuşak olur, güzel kokar.
Kadının hası saçlarını ne zaman toplayacağını, ne zaman salacağını bilir.
Kadına yaraşmaz soğukluk.
Gerçek bir kadın göbek atmayı, gerdan kırmayı, iyi becerir;ama öyle her yerde masaların üstüne çıkıp oynamaz.
Havasında oldu mu, bir oynadı mı, herkes onu izler.
Kadın korunmayı sever, ama korunmaya muhtaç olmaz.
Erkekler korumayı severler, ama yine de güçsüz, zavallı kadınlardan hoşlanmazlar.
Güçlü kadından ise çekinirler, ona yanaşamazlar.
Kadının hası bu dengeyi kurmayı bilir;gücünü erkeğin gözüne gözüne sokmaz.
Has kadına naz da yakışır, kapris de.
Öyle tatlı, öyle kıvamlı naz eder ki, onun nazını erkek zevkle çeker.
Gerçek bir kadın şiir gibi olur,
mey gibi olur,ömür gibi olur.

-Can DÜNDAR-

Erkekler kadını böyle isterde...
Ya kadınlar...?
.
.

1 yorum:

AYŞENİMOOO dedi ki...

OFFF OFFF EDEBİYATTA DA, SANATTA DA, HAYATTA DA KADINA O KADAR ÇOK MİSYON YÜKLÜYORLAR Kİ; ŞU YAZIYI OKURKEN BİLE OLMAYAN BİLİNMEYEN BİR DÜNYADAN, OLMAYAN BİR KADINDAN BAHSEDİLİYOR GİBİ...HAYATTA YAŞANANLAR HİÇ BURADA ANLATILANLAR GİBİ OLMUYOR...TABİİ KADINI GÜZELLEŞTİRİYOR ESTETİZE EDİYOR GİBİ GÖRÜNMÜŞ CAN DÜNDAR AMA HAYALİ BİR ŞEYLER YAZMIŞ...BENCE NAZIM'IN ŞİİRİNDEKİ KADIN TİPLEMELERİ VE HAYAT TİPLEMELERİ GERÇEK HAYATA DAHA UYGUN...
BU DÖNEMDE BU TÜR YAZILAR ÇOK ARTTI VE BANA OKUDUĞUMDA KEYİF VERSE BİLE Bİ OKUMA Bİ ANLAMA ÇIKARAMIYORUM, GERÇEKLERDEN UZAKLAŞTIRMAK İÇİN UYDURULMUŞ MİTOS GİBİ GELİYOR...
ÇÜNKÜ GERÇEKTE NE ÖYLE BİR KADIN VAR, NE ÖYLE BİR HAYAT...BELKİ CAN DÜNDAR'IN HAYALİNDEKİ KADIN VE HAYATTIR. TIPKI MUSTAFA FİLMİNDEKİ HAYALİNDEKİ MUSTAFA GİBİ...
ÇÜNKÜ HAYAT AZGIN, KIRILGAN, SALDIRGAN, ANARŞİST VE SALDIRGAN. HİÇ BİR KADIN NE EVLİLİĞİNDE, NE DE GERÇEK HAYATTA ARİSTOKRATLARA VE KÜÇÜK BURJUVALARA ÖZGÜ BİR ASALET VE SAHTEKARLIKLA BU YAZIDA ANLATILANLAR GİBİ HAYATINI SÜRDÜREMEZ, İSTEDİKLERİNİ ELDE EDEMEZ. HAYATTA KAVGA VARDIR, SESİNİ YÜKSELTMEK VARDIR BU ARBADEDE HAKLI BİLE OLSAN YERİNE GÖRE KABA, KÜFÜRLÜ VE SALDIRGAN DAVRANABİLİR İNSAN...
YANİ HİÇ BİR ŞEY İZOLE DEĞİLDİR. BU TÜR YAZI VE EDEBİ MODALAR AKEEPEEE İKTİDARA GELDİĞİNDEN BERİ AŞIRI MODA...SUYA SABUNA DOKUNMADAN, KADIN HAKLARINA VE KADINLARIN EZİLMİŞLİĞİNE VE BU HAKLARI NASIL ELDE EDECEKLERİNE KAFA YORMADAN COSMO DERGİLERİNDEKİ YAŞAM GİBİ YAZI VE YAŞAM...SONRA İNSANLARIN AĞZI BİR KARIŞ AÇIK KALACAK "VAY BEE NE GÜZEL YAZMIŞ ADAM, NE ASİL YAZI DİYE" SONRASINDA GERÇEKLER HEM DE KIYASIYA KESKİN, ACI VE ZORLU GERÇEKLER SÜMEN ALTI EDİLMİŞ OLACAK...
KUSURA BAKMA ANNEKEDİCİK ÇOK DOLUYUM, ÇOK ÖFKELİYİM BELKİ SAÇMALAMIŞ DA OLABİLİRİM AMA YAZIYI OKUYUNCA DA DUYGULARIMI YAZMADAN EDEMEDİM...
GÖNÜL DOLUSU SEVGİLER...